Dr. Seçkin Sarpkaya’dan Bir Var İdi, Bir Yok İdi! Tebriz Türk Masalları Üzerine Bir İnceleme Selenge Yayınları Etiketiyle Raflarda

Sevgili dostum ve masalların yolunda omuz omuza yürüdüğüm güzel insanın doktora tezi olarak kaleme aldığı ‘Bir Var İdi, Bir Yok İdi! Tebriz Türk Masalları Üzerine Bir İnceleme’ Selenge Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı.

 

Lafı çok da uzatmadan sizi kitabın tanıtım bülteniyle bırakayım. Zaten söyleyecek pek de söz yok Seçkin sağolsun güzel sözlerini kitabı hazırlarken etmiş bize de okumak paylaşmak kalmış…

 

İran denildiği zaman akla birçok kültür ögesiyle birlikte halk bilgisi ürünleri, en çok da masallar gelmektedir. İran geçmişten günümüze masalların yaratılıp, icra edilip, aktarıldığı; hem sözlü hem de yazılı olarak masalların doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı ve yolculuk yaptığı bir coğrafya olmuştur. Bu bağlamda İran, bir halk bilimci için ilgi çekici bir bölgedir. Bir Türk halk bilimci için ise İran iki kat daha önem arz etmektedir. Bunun ilk sebebi yukarıda belirttiğimiz üzere İran’ın halk bilgisi ürünleri bakımından zengin bir coğrafya olmasıdır. İkinci ve bir Türk halk bilimci için daha özel sebebi ise İran’ın geçmişten günümüze yüzlerce yıllık bir Türk yurdu olması ve günümüzde İran’ın Türkiye’den sonra en çok Türk nüfusu barındırmasıdır. Bu hâliyle İran, bir Türk halk bilimci için tıpkı masallardaki, içinde türlü zenginliklerin yer aldığı, açmak için uzun yolculuklar ile çok sayıda zorluğa katlanmak gereken büyülü sandıklar gibidir. Bu sandıklar açıldığında, içinde Tebriz gibi, Erdebil gibi, Günbed-i Kavus gibi Türk kültür sahası incilerini barındıran büyülü bir halk bilimi hazinesiyle karşılaşılır.

Dr. Seçkin Sarpkaya, Bir Var İdi, Bir Yok İdi! -Tebriz Türk Masalları Üzerine Bir İnceleme- kitabında; işte bu sandıkların en güzellerinden biri olan Tebriz’i açmak ve içindeki Türklüğe ait masal zenginliklerine ulaşmak için 2016 yılında İran’ın Tebriz şehrinde alan araştırması yaparak bölgede yaşayan İran Türklerinin bizzat kendilerinden dinlediği ve daha önce derlenerek yazıya geçirilmiş toplam seksen masal metnini bağlam, yapı ve içerik ile işlev özellikleri bakımından inceliyor. Kitabın birinci bölümünde Tebriz’den daha önce derlenmiş ve bizzat kendisinin derlediği masalların bağlam (yaratım, icra ve aktarım) özelliklerini tahlil ediyor. Bu bölümde sözlü ve yazılı kaynaklardan elde edilen bilgilerden hareketle; anlatıcı, anlatım ortamı ve zamanı ile dinleyici unsurlarına odaklanıyor. İkinci bölümde, çalışmasına örneklem olarak aldığı, sözlü ve yazılı toplam seksen masal metninin yapı ve içerik özellikleri bakımından değerlendirirken, üçüncü bölümünde işlevsel yöntem ve değerler ölçeğine göre ele aldığı masalların işlev özelliklerini anlatıcıların ifadeleri ve icra ortamından hareketle metinlerin iletileri bağlamında değerlendiriyor ve değer kavramlarını tahlil ediyor. Ayrıca kitabın “Metinler” kısmında Tebriz’de yaşayan Türklerden daha önce derlenmiş ve Sarpkaya’nın kendisi tarafından derlenen masallardan 50 metinlik bir seçki de oluşturarak Türkiye Türkçesi açıklamalarıyla birlikte Azerbaycan Türkçesi masal metinlerine de yer veriliyor.

 

 

Her ne kadar sürç-i lisan ettimse affola efenim.

Ersin.

Muzip Masal Cini

Masallar üzerine ve masallara dair her şeyi heybesine doldurmuş bir masalcıdır Muzip Masal Cini. Bu bakımdan kendi masallarını ve Ribelyus adlı masal evreninde yaşananları naklederken başka hikayelere de misafir olur. Uzun lafın kısası masalların anlatılmayıp unutulmaya yüz tuttuğu bu yüzyılda yeniden masal anlatabilmek adına beyhude mücadeleye girmiş bir hayal kahramanıdır. Aynı zamanda anlatıla anlatıla günümüze kadar yolculuğuna devam eden masalların toplanması, derlenmesi ve arşivlenmesi gibi çalışmaları kendine görev addetmiştir. Muzip Masal Cini hem masal yazmak hem de unutulmaya yüz tutmuş masalları kayıt altına alıp arşivlemek üzerine hayat bulmuş bir hayali kahramanın gerçek dünya ile masalsı mücadelesidir.

Henüz Yorum Yapılmamış

Yorum Yapın

Eposta adresiniz yayınlanmayacak.