Masal severlerin ve masala ilgi duyan herkesin mutlaka okuması gereken kitaplar.
Bir süredir böyle bir liste oluşturmayı düşünüyordum. Umarım benim kadar sizin de çok seveceğiniz kitapları bu listede bulabilirsiniz. Sözü fazla uzatmadan masal sever herkesin ve masallarla ilgilenenlerin mutlaka okuması gereken kitaplar listesine başlayalım.
Masal-Mitoloji-Kuram
Kahramanın Sonsuz Yolculuğu-Joseph Campbell
Aslında sadece masallar değil mitolojiler, efsaneler, semboller ve daha bir çok konuda önemli kaynak kitaplardandır Kahraman’ın Sonsuz Yolculuğu. Joseph Campbell mitleri ve onları oluşturan hikayeleri alıp masaya yatırarak bize bütün kahramanların çıktığı yolculuğu anlatıyor. Anlatmakla da kalmayıp bu konuda güzel de bir şablon bırakıyor elimize.
Kitabın Tanıtımı
Daha önce Kabalcı Yayınları’yla okucuyla buluşan Joseph Campbell‘ın kült kitabı Kahramanın Sonsuz Yolculuğu – A Hero With A Thousand Faces, şimdi İthaki etiketiyle karşınızda. Mitoloji ve insan psikolojisi arasındaki güçlü bağa dair bu zamana kadar yazılmış en iyi kitap olma niteliğini taşıyan Kahramanın Sonsuz Yolculuğu, okuyucunun hayatını olumlu yönde değiştirecek bir özelliğe sahip. Nice kurgu eserinin ilham kaynağı olan kitap, özellikle Star Wars film serisinin başlıca esin kaynağı.
Joseph Campbell, tüyleri diken diken edecek anlatımıyla en sevilen eserler listenize girmeyi bekliyor. Kahramanın Sonsuz Yolculuğu’nun çevirisi Sabri Gürses’e ait.
Yaratıcı yazarlık yapmak isteyenlere eşsiz bir kaynak!
(Editörden)
Mitlerin ve masalların gizemini çözmek için başvurulacak ilk kitap.
“Elinizdeki kitabın amacı, pek de karmaşık olmayan bir örnekler yığınını bir araya getirip kadim anlamın kendi kendini ortaya çıkarmasını sağlayarak dinsel ve mitolojik figürler altında çarpıtılmış bazı gerçekleri aydınlatmaktır. Eski öğretmenler ne dediklerini bilirlerdi. Hele onların simgesel dilini okumasını bir öğrendik mi, öğretilerinin anlaşılması için bir derlemecinin yeteneğinden fazlasına ihtiyacımız yoktur. Fakat ilk önce simgelerin dilbilgisini öğrenmeliyiz ve ben, bu esrara bir anahtar olarak psikanalizden daha iyi bir araç bilmiyorum.
Psikanalizi konuya dair son söz olarak kabul etmesek bile, onun bir yaklaşım olarak iş görmesine izin verebiliriz. Buradan hareketle atılacak ikinci adım, dünyanın dört bir yanından bir dizi mitle halk hikâyesini bir araya getirmek ve simgelerin kendi adına konuşmalarına izin vermek olacaktır. Benzerlikler hemen gün yüzüne çıkacaktır; üstelik bunlar insanın gezegendeki binlerce yıllık ikameti boyunca yaşayageldiği temel gerçeklerin geniş ve şaşırtıcı biçimde değişmeyen bir ifadesini ortaya çıkaracaktır.”
-Joseph Campbell-
Kurtlarla Koşan Kadınlar-Clarissa P. Estes
Aslında bu kitabı masal seven veya sevmeyen, erkek ya da kadın herkese okutulmalı. Vahşi kadın arketipine yeniden bir bakış niteliğinde olan kitap bu eksende mit ve öykülerin bir araya getirilmesinden oluşuyor. Özellikle doğadan koparılan kadın imgesinden yola çıkan kitap insanlığın içinde kaybolduğu dünyanın kapılarından geçip masal dünyasına doğru yolculuğa çıkarıp uyandırıyor…
Kitabın Tanıtımı
İnsanlık tarihi boyunca bastırılmış ve örselenmiş kadınların durumunu sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan ele alan çok sayıda inceleme yapıldı. Her inceleme, kadınları “tanımlama ve çözme” açısından farklı yöntemler önerdi. Bu önermelerin ne ölçüde kadının doğasına ilişkin isabetli tespitler yaptığı ve alternatifler sunduğu ise tartışmalı bir konudur. Clarissa P. Estés, Kurtlarla Koşan Kadınlar’da gerçekten farklı bir önermede bulunuyor; kadınlar için yalın, uygulanabilir ve doğal çözümler öneriyor. 19. yüzyılla birlikte insanlığın doğadan kopuşu ve duygulara yer vermeyen kapitalist bir endüstri çarkının içinde kayboluşundan yola çıkarak, kadınların yapması gereken ilk şeyin içlerindeki doğal sesi keşfetmek olduğunu söylüyor ve kadınların içlerinde yatan sınırsız güç ve yaratıcılığın, kurtların doğal yabanıllığında yattığı savını ileri sürüyor. Kadınların çoğu zaman farkında olmadan içselleştirmek zorunda bırakıldıkları eziklik ve yetersizlik duygusuna, bastırılmış cinsel güdülerine çok değişik bir malzemeden yaklaşıyor: masallar! İnsanlığın ortak bilinçaltının aynaları olduğunu düşündüğü masallar aracılığıyla kadın psişesinin derinliklerine iniyor ve birçok açmazdan kurtulmalarına yardımcı olacak masal tadında terapiler uyguluyor. Estés’e göre, kurtlarla kadınlar arasında, vahşilikleri, zarafetleri ve içinde yaşadıkları topluluğun üyelerine duydukları bağ açısından psişik bir benzerlik vardır. Kurtlar ve kadınlar arasındaki bu benzerlik, Vahşi Kadın arketipinde ortaya çıkar. Estés’in ilginç örneklerle betimlediği bu arketip, doğayla bağlarını koparmamış ve seçimlerini yaparken duygularını temel alan kadınları içeriyor. Kitaptaki farklı kültürlerden derlenen masallar, kadınların ilişkileri, kişisel imgeleri ve hatta bağımlılık gibi temalar çevresinde gelişiyor. Örneğin Afrika kökenli bir öykü, kadının ikili doğasını yansıtıyor; Ortadoğu’ya ait bir masal, sıradan bir kilim gibi görünen büyülü bir halının toplumun önyargılarını ve görünüşe ne kadar kolay aldandığını ortaya koyuyor. Yayımlandığında büyük övgüler almış bu sıradışı kitap, okuru kadınları vahşi derinliklerine doğru heyecanlı bir yolculuğa çağırırken, kadın psişesinin bugüne dek hazırlanmış en büyük sözlüğü olarak da okunabilir. Kurtlarla Koşan Kadınlar, kadınlarla vahşi bir noktada buluşmak isteyen erkekler için de vazgeçilmez bir rehber özelliği taşıyor. “Gülme, kadın cinselliğinin gizli tarafıdır; fizikseldir, temeldir, tutkuludur, hayat vericidir ve bu yüzden uyarıcıdır. Genital uyarılma gibi bir hedefi olmayan bir cinsellik türüdür. Sadece o an için, bir sevincin cinselliğidir; özgürce uçan, yaşayıp ölen ve kendi enerjisiyle yeniden yaşayan hakiki ve şehevi bir sevgidir. Kutsaldır; çünkü fazlasıyla iyileştiricidir. Şehevidir; çünkü bedeni ve onun duygularını uyandırır. Cinseldir; çünkü heyecan vericidir ve haz dalgalarına neden olur. Tek boyutlu değildir; çünkü gülme insanın kendisi kadar başkalarıyla da paylaştığı bir şeydir. Bir kadının en vahşi cinselliğidir. ”
Masalın Biçimbilimi
Masallar üzerine çalışma yapan veya çocuklarla masallar üzerine uğraşlara girecek herkes için bir temel kaynaktır Vladimir Propp. 90 civarı Rus halk anlatısını incelemeye alıp biçimsel ve yapısal şablonlarını çıkararak ortak yönlerini göz önüne seren bir kitaptır kendisi. Eğer masallar üzerine derinlemesine çalışacaksanız Masalın Biçimbilimi kitabı rafınızda mutlaka olmalı.
Kitabın Tanıtımı
Bu kitap halkbilim, etnoloji ve anlatı çözümleme alanlarındaki iki önemli bilim adamının üç ayrı çalışmasını bir araya getiriyor:
V. Propp (1895-1970) olağanüstü masalların kaynaklandığı temel yapıyı ortaya çıkaran ve masal incelemeleri için bir çözümleme modeli oluşturan Masalın Biçimbilimi adlı dünyaca ünlü yapıtıyla ve ‘Olağanüstü Masalların Dönüşümleri’ başlıklı incelemesiyle kitapta yer alıyor.
E. M. Meletinski (1918-2005) ise ‘Masalın Yapısal ve Tipolojik İncelemesi’yle hem V. Propp’un masal inceleme yöntemi açısından katkısını ve etkisini yorumluyor hem de dünyanın çeşitli ülkelerinde sürdürülen masal, mit incelemeleri alanındaki çalışmaları değerlendiriyor.
Elinizdeki kitap, gerek masal üstüne araştırma yapmak isteyenlere gerekse her türlü anlatıyı çözümleyici bir yaklaşımla ele almak isteyenlere sesleniyor.
Hikaye Anlatma Sanatı
Hikaye anlatma sanatında uzaman Ashley Ramsden ile Sue Hollingsworth yirmi yılı aşkın süre boyunca edindikleri bilgi ve deneyimleri bu kitapla bizlere aktarıyor. Hikaye anlatıcılığı üzerine yeteneğinizi ortaya çıkarmak istiyorsanız sanırım kitaplığınızda bu kitaba yer açmalısınız.
Kitabın Tanıtımı
Hikâye anlatma sanatı, son yıllarda giderek yaygınlaşıyor ve daha çok kişi tarafından sevilip benimseniyor. Artık çocuklar kadar yetişkinler de bu söz zanaatının çekimine kapılıyor ve hikâyelerin dünyasında vakit geçirmek istiyorlar. Sadece aile arasında ya da arkadaş çevresinde değil, profesyonel alanda da hikâye anlatıcılığından geniş ölçüde yararlanılıyor. Okulda dersi eğlenceli hale getirmek isteyen öğretmenler, iş arkadaşlarını ya da çalışanlarını etkilemek isteyen yöneticiler, danışanlarına hikâyeler aracılığıyla yardımda bulunmak isteyen terapistler ya da sadece arkadaş toplantılarında sevdiklerini eğlendirmek isteyen dost canlısı kişiler hayatlarında hikâyelere daha çok yer açıyor ve hikâye anlatma sanatının inceliklerine ilgi duyuyorlar. Ashley Ramsden ile Sue Hollingsworth Hikâye Anlatma Sanatı’nda yirmi yılı aşkın süredir bu alanda edindikleri deneyimi aktarıyor ve konuya ilgi duyup yeteneğini açığa çıkarmak isteyenlere denenmiş özel teknikler, pratik öneriler ve önemli tüyolar eşliğinde yol gösteriyorlar. Hikâyeleri seven ve onlara daha yakından bakmak isteyen herkes için eşsiz bir kılavuz.
Mit ve Anlam
Mitler ve onların altında yatan anlamları konusunda önemli bir ustadır Levi Strauss. Mit ve anlam ise onunla gerçekleştirilen röportajların kitap haline getirilmiş halidir diye biliriz kısacası. Hızlıca okuyacağınız ve okudukça tekrar okumanız gereken bir kitap olacak.
Kitabı Tanıtımı
Lévi-Strauss, önce çağının egemen sosyal bilimler felsefesine; ardından antropolojideki üç ana akım olan evrimcilik, difüzyonizm ve fonksiyonalizme; varoluşçuluk ve hümanizme; Avrupamerkezci “tarih” ve “insan” kavrayışlarına; ve nihayet kendi toplumunun uygarlığına, yani tartışılamayacak denli kesin olduğuna inanılan modern Batının önkabullerine meydan okumuş ve hepsinin yetersizlik ve göreceliklerini tek tek göstermiştir.
Sözlü ve Yazılı Kültür
Sözlü kültürün tarih boyunca gelişmesi ve yazılı kültürle yollarının kesişmesi üzerine önemli eserlerden biridir Walter J. Ong’un kaleminden çıkan Sözlü ve Yazılı Kültür. Kitabın tanıtımı aslında benim anlatacaklarımdan daha çoğuna yer vermiş zaten. Kısaca sözlü kültür ve yazılı kültür arasındaki farklara ilişkin muhteşem bir kitap. Şunu demeden edemeyeceğim aslında masallar ve sözlü kültür üzerine derinlemesine merak ve araştırma yapmak isteyenler bu kitabı kutsal bir kitap gibi görüp okuyabilirler.
Kitabın Tanıtımı
“Son yıllarda sözlü kültürler ile yazı yazma alışkanlığının derinden etkilediği kültürlerin bilgi kullanımı ve bu bilgiyi sözelleştirme yöntemleri arasındaki bazı temel farklar keşfedilmiş; bu keşiflerden çıkan sonuçlar da çok şaşırtıcı olmuştur. Edebiyatta, felsefede, bilimde, hatta okuryazarların sözlü iletişiminde düşünme ve anlatım biçimiyle ilgili, sorgulamadan kabul ettiğimiz pek çok niteliğin, insanoğlunun kendi doğasından değil, yazı teknolojisinin bilincimize sunduğu olanaklardan kaynaklandığını anlayınca, insan kimliği kavramımızı yeni baştan irdelemek zorunda kalmış bulunmaktayız.
Kitabımın konusu, sözlü ve yazılı kültür arasındaki farklardır. Daha doğrusu, bu veya herhangi bir kitabın okuru, yazılı kültürün içeriğini zaten yeterince bildiğine göre, konumuz, önce sözlü kültürün düşünme ve düşünceyi anlatım biçimi (ki bu biz okuryazarlara ilkin tuhaf gelebilir), sonra da sözlü kültürden kaynaklandığı için hep sözlü kültürü alıntılayarak irdeleyeceğimiz okuryazar düşünme ve anlatım biçimidir…”
Bunca masala giriş kitabından sonra hem büyükler hem de küçükler için mutlaka okunması gereken masal kitaplarına geçebiliriz. Yukarıdaki kitaplar nasıl ki masal kuramları ve masala bir giriş mahiyetindeyse aşağıda göreceğiniz kitaplar masallar diyarına açılan anahtarlar tutuyorlar ellerinde. Buyrunuz efendim…
Binbir Gece Masalları
Tabi ki de masal seven sevmeyen herkesin bildiği masal dünyasının deryası hatta içinden masallar doğuran bir klasik 1001 Gece Masalları. Şehrazad’ın dillere destan masallarla Şehriyar’ı büyülediği efsunlar. Rivayete göre Abbasi halifesi Harun Reşit’i eğlendirmek için anlatılan 1001 Gece Masalları masal sever herkes için önemli bir kaynaktır.
Kitap Tanıtımı
Binbir gece masalları’ndan ilk seçmeyi, kırk küsur yıl önce yedi yaşımdayken okudum. İlkokul biri bitirmiştim, yaz tatilinde babamın çalışıp annemle yaşadığı İsviçre’ye Cenevre’ye gitmiştik. Yeni öğrendiğim okumamı yazın ilerleteyim diye teyzemin yola çıkmadan önce ağabeyimle bana hediye ettiği çocuk kitapları arasında Binbir Gece Masalları’ndan bir de seçki vardı.
101 Gece Masalları
2010 yılında Almanya’da bir eski eserler mezadında 1234 yılına ait bir yazma esere eklenmiş halde bulunur Yüzbir Gece Masalları. Binbir Gece Masalları nasıl ki Doğu Arap dünyasına ait ise Yüzbir Gece Masalları ise Batı Arap dünyasına ait gibi durur. Yine kahramanımız Şehrazad’dır ve Şehriyar’a masallar anlatır ama bu kez daha vurucu ve daha serttir. Binbir Gece Hayranları’nın mutlaka okuması gereken bir masal kitabı.
Kitap Tanıtımı
Binbir Gece Masalları’nın bir de kız kardeşi vardı. Küçük kız kardeş olan Yüzbir Gece Masalları’nın Binbir Gece’den de eski bir elyazması 2010 yılında keşfedildi. 1234 yılına ait elyazmasındaki Yüzbir Gece Masalları, Binbir Gece’nin kısaltılmış bir versiyonu değil. Bütünüyle kendine özgü masallar içeren, kısa anlatımlarla zirveye ulaşan ve sonlardaki aşırı iyimserliğiyle dikkat çeken bir eser bu. Arap kültür dünyasının doğu merkezinde değil bu kez batısında yer alan masallar, fantastik yolculuklarla Hindistan’a kadar gider ama karakterler ve motifler Endülüs renkleriyle biçimlenir. Şehrazat, dil ve zekâdan örülü bir dünya yaratır masallarda. Gecenin kraliçesi gibidir Şehrazat, gün doğmaya başladığında susar, masalın devamı için bir sonraki geceyi bekler. Bu masalları okuyanlar, kapalı odanın içinde ne olduğunu merak eden delikanlının duygusunu paylaşır: Beşinci gecede anlatılan masalda, genç kız, “Yedi gün burada bulunmayacağım” der delikanlıya, “sarayda istediğin gibi dolaşıp her yere girip çıkabilirsin. Yalnız bir oda var ki, onu açmayacaksın, yanına bile yaklaşmayacaksın.” Sırlar ve cevaplar, masal ve hayat, o yasak kapının arkasındadır.
Şehrazad’ın Sırları
Bir nevi masal sözlüğüdür Şehrazad’ın Sırları. Özcan Yüksek’in yıllardır birikimini yaptığı bilgisi ile derleyip uzun uğraşlarla bir araya getirdiği bu güzel kitapta masallara dair çok şeyin altında yatan sembolleri okumak üzerine bir yolculuğa çıkıyoruz. Özellikle Binbir Gece Masalları üzerine çok şey bulacağınız Şehrazad’ın Sırları’nı mutlaka okuyun okutun.
Kitabı Tanıtımı
Açıl susam açıl!
Bu söz, sana yeni kapılar, yeni evrenler açıyor.
Görünmeyeni görmeye başlıyorsun bu sözün ardında.
Belki yeni evrenlerin daha küçük, daha loş, hatta iyice karanlık; alışık olduğun, gördüğün, duyumsadığın, algıladığın
yegâne büyük evren kadar tanıdık değil, ama yine de birbirine koşut sayısız evrenin içine girip çıkıyorsun.
Önemli olan, âlemler arasındaki gizli kapıları, geçiş noktalarını bulabilmek, birinden ötekine usulca geçebilmek.
Bu kapı senin kapındır.
Senin kapından başka kapı yoktur.
Bir boyutunu eksik yaşadığımız dünyada, masallar seni dördüncü boyutta gezdirir, görünmeyeni göstererek yapar bunu.
Bu kapı, o kapıdır.
Açıl susam açıl! Bu sözü söylemen gereken kişi, kendinden başkası değil. Kendine de ki:
Açıl susam açıl!..
Gerçeği yalnızca masallar anlatır… Hakikatin, hayatın ve ruhun sırlarının taşıyıcısıdır onlar… Bu yüzden binlerce yıla, onları kulaktan kulağa aktaran binlerce dile rağmen özünü yitirmezler…
Şehrazad’ın Sırları – Masal Sözlüğü seni hakikat ormanına davet ediyor. Ruhunla tanışmaya bir davet bu…
Doğan Kitap tarafından yayımlanan “Sessizce Dön”, “Hakikatçi”, “Cinistan” ve “Kayıp Deniz” kitaplarının yazarı Özcan Yüksek’ten Binbir Gece Masalları’nın sırlarını çözen çok farklı bir sözlük…
Türklerin Şeytani Masalları
Sevgili dostum Seçkin Sarpkaya’ya ait olan Türklerin Şeytani Masalları, Türklerin yaşadığı ve etki ettiği coğrafyalarda anlattığı masalların içinde geçen şeytani varlıkların bir nevi derlemesi durumundadır. Kitap içeriğinde demonik varlıklar, canavarlar, gerçeküstü yaratıkları barındırmakla kalmayıp kaynaklar vererek bir de güzel açıklıyor.
Kitabı Tanıtımı
Türk halk inançlarındaki korkutucu figürlerin bilinen örnekleri hayli köklü ve geniş bir konunun görünen yüzüdür. Dışarıdan bakan bir göz bu köklerin mecrasını takip ettikçe, geçtiği coğrafyaları, temas ettiği kültürleri gördükçe karşısına çıkan isimler, tabirler ve hikâyeler karşısında hayranlığı ve ürpertiyi aynı anda yaşayacaktır.
Okuyucu, Seçkin Sarpkaya’nın “Türkiye Sahası Masal ve Efsanelerinde Demonolojik Varlıklar” adlı araştırmasının rehberliğinde insanın hem merak duygusunu hem de korkularını kamçılayacak bu zengin sahayı ziyaret etme olanağı buluyor.
Bu kitap halk bilimi araştırmacıları ve halk bilimi dersi alan öğrenciler kadar Türkiye sahasındaki bir masalın, efsanenin ardına takılıp başka diyarların, uzak ama tanıdık kültürlerin etkisini keşfetmek, masalların ve efsanelerin arasında dolaşmak isteyenlerin, devlerin, perilerin, ejderhaların, cinlerin izinden gidebilecek meraklı okurların, duvarda asılı Şahmaranların, fırtınalı gecelerde kükreyen cadıların, gelinlerin canını çalan alkarılarının hikâyelerini öğrenmek isteyen okurlar için de önemli ve hayli zengin bir araştırma.
Az Gittik Uz Gittik ( Pertev Nail Boratav )
Ve tabi ki de Pertev Nail Boratav kitapları bu listenin en önemlilerindendir. Boratav sanırım benim masal araştırıp toplama serüvenimde süper kahramanımdır. Anadolu halk anlatılarının derlenmesini bir araya getirilmesini ve akademik olarak incelenmesini sağlayan Boratav olmasaydı bir çok masalı bilmeyecektik. Onun çalışmaları benim için muzip fikrine ilham olmuştur diyebilirim. Az Gittik Uz Gittik Boratav’ın en önemli derlemelerinden biridir. Kitaplığınızda olmazsa olmazlardan olan bu kitaba yer açmayı unutmayın derim.
Kitabın Tanıtımı
Az gittik uz gittik. Dere tepe düz gittik. Bir de dönüp baktık ki bir arpa boyu yol gitmişiz.”
Bu ifadeleri bilmeyenimiz, duymayanımız yoktur; çünkü bu Türk masallarının ayrılmaz parçasıdır. Masal dünyasını gerçek dünyadan ayırmak, bu ayrılığı vurgulamak ve sık sık hatırlatmak için bulunmuş yollardan, Türk halkının dehasını gösteren muazzam cümlelerden biridir.
Az Gittik Uz Gittik, şimdi bir kısmı Türkiye sınırları dışında kalsa da, Türkçe konuşan halkların yaşadığı topraklarda ve Anadolu’nun derin uygarlığı içinde serpilip gelişen masallardan oluşan bir derleme. 1998’de kaybettiğimiz değerli bilim insanı Pertev Naili Boratav’ın, uzun yıllar alan titiz ve kapsamlı çalışmalar sonucu oluşturduğu bu kaynak eser, Türk folklorunun bu paha biçilmez hazinelerini yazıya dökerek kaybolmaktan kurtarmış, bir kuşaktan diğer kuşağa sözlü gelenek içinde aktarılan masalları adeta bir kez daha ölümsüzleştirmiştir; kendi deyimiyle, onlara “belge” niteliği kazandırmış, her yaştan okuru masal dünyasının büyülü perdesini aralamaya çağırmıştır.
Cumhuriyet döneminin en önemli araştırmacılarından birinin kaleminden, Türk halk edebiyatına yetkin ve kapsamlı bir bakış getiren bu kitap kırk sekiz halk masalı, bir tekerleme ve Karatepeli hikâyelerinden oluşuyor. Ayrıca Boratav’ın, “Türk Masalı Üzerine” başlıklı önemli incelemesinin de eklenmesiyle kitap, değerine değer katan bir boyut daha kazanmış oluyor.
Şimdi, Keloğlan’dan korkunç devanalarına, astığı astık kestiği kestik padişahlardan gözü pek şehzadelere, bin bir güçlüğü aşarak muradına eren güzel ve akıllı kızlara, insanı hem eğlendiren hem de ona derin bir hayat bilgeliği aktaran hayvanlara kadar birçok renkli kahramanın dünyasını örten perde kalkıyor…
…ve daha da müthiş bir cümleyle masal başlıyor:
“Bir varmış, bir yokmuş.”
Zaman Zaman İçinde ( Pertev Nail Boratav )
Bir diğer önemli kitap da Zaman Zaman İçinde’dir. Boratavın halk hikayeleri ve masal tekerlemeleri üzerine sıkı çalışmalarından bir araya getirdiği bir çok masal ve tekerleme ile dolu olan kitap bu konuda en iyi kitaplardandır.
Kitabın Tanıtımı
“Masal her çeşit insanın ‘örnek edilmeye değeni’ ile ‘kaçınılması, şerrinden korunulması gerekeni’ni dinleyicinin karşısına çıkaracaktır. Boy ölçüşen iki zıt güçten olumlunun, sonunda üstünlüğü alması masalın kanunundandır; çünkü masal iyimserdir. Kusurları büyütmemek, cezalar üzerinde fazla durmamak, ürpertici ayrıntılardan kaçınmak, kötüleri korkunç olmaktan çok gülünç göstermek … gibi yollarla bizim masallarımızda bu iyimserlik ve hoşgörürlük daha da çok belirtilmiştir.”
Pertev Naili Boratav 1928’de başladığı masal derlemelerinin sayısını zamanla üç bine ulaştırmış; bu derlemeleri inceleyerek 378 tür altında sınıfladığı masal kataloğunu ise 1953’te yayımlamıştır. Bu incelemenin bilim dünyasında gördüğü ilgi üzerine 1955’te Fransızca olarak hazırladığı Türk masalları seçkisi; ardından da her türden bir masal yayımlama rüyasının gerçekleştirilmesinde ikinci bir adım olarak Zaman Zaman İçinde yayı›mlanmıştır.
Bu derleme, masalların bütün canlılığıyla yaşadığı bir dönemde Pertev Naili Boratav’ın “masal ataları”ndan derlediği, sözlü geleneğin en güzel örneklerinden yirmi bir tekerleme ve yirmi iki masala yer veren kapsamlı bir eserdir. Boratav’ın masal ve tekerlemelerin özelliklerini ayrıntılı olarak incelediği bir önsözün yanı sıra sözlü kaynakların listelerine de yer verdiği Zaman Zaman İçinde, akademik çalışmalar için zengin bir başvuru kaynağı olma özelliği de taşımaktadır.
Billur Köşk (Tahir Alangu)
Türk Masalları konusunda en önemli çalışmalardan biri de Tahir Alangu’nun Billur Köşk masallarıdır. İçerisinde birbirinden güzel masallar bulursunuz. Hatta içlerinden bir çoğunu okumuş ya da dinlemişizdir. İşte Billur Köşk bize masal dünyalarına kapılar açan bir derya daha
Kitabı Tanıtımı
“Masal budur işte!” dedirten bir kitap…
M.E.B. 100 Temel Eser Listesinde yer alan, Tahir Alangu’nun Anadolu masallarından derlediği Billur Köşk’teki masalların hepsini okumadıysak da, birini, üçünü, beşini mutlaka dinlemişizdir büyüklerimizden. Bir sultan, bir şehzade, neci olursa olsun bir genç vardır o masallarda. Büyük sorunlarla uğraşır, devlerle, perilerle boğuşur, sonunda ulaşır muradına. İstanbul Padişahının kızı, Yemen Padişahının oğluyla didişir, erkek gibi yetiştirilen sultan sonunda devlerin ilenciyle şehzade olur, Alicengiz oyununu öğrenen genç darı olur, kendisini yemek isteyen ustası tavuk olunca da bir sansara dönüşür alt eder onu, öyle sabırlıdır ki bir genç kız, sabır taşını bile çatlatır…
Birbirinden güzel on dört masalın yer aldığı kitabın sonunda, Alangu’nun bir açıklama yazısı ve masalda geçen kimi sözcüklerin açıklandığı Küçük Sözlük de yer alıyor.
Şahname
İran edebiyatının klasikleşmiş eserlerinden biri olan Şahname İran yaratılış destanları ve krallarının kahramanlık hikayelerinden oluşmaktadır. İran tarihinin en önemli şairlerinden Firdevsi’nin bir araya getirip derlediği Şahname’de bir çok masal ve mitolojik hikaye bir aradadır.
Kitabın Tanıtımı
İran edebiyatının önde gelen şairi Firdevsi’nin İran efsanelerini anlatan manzum destanıdır Şahname.
30 yıllık bir zaman diliminde yazılan Şahname 10. Yüzyılda kaleme alınmıştır ve yazıldığı döneme kadar süregelmiş İran tarihiyle ilgili rivayetleri içermektedir.
Şahname İran’ın islamiyete kadar olan yaklaşık 1000 yıllık dönemini anlatmaktadır. Firdevsi Şahname’yi bitirdikten sonra “Bununla İran milletini yeniden dirilttim.” demiştir.
Tarih otoriteleri tarafından destan olarak nitelendirilen Şahname’de olaylar masal ve tarih karışımı bir üslup ile anlatılır.
60.000 beyitlik Şahname, Gazneliler’in sultanı Mahmud’a 1014 yılından sonraki bir tarihte sunulmuştur.
İran edebiyatının en önemli eseri olarak kabul edilen Şahname sonraki dönemlerde Osmanlı kültürünün de önemli bir parçası olmuştur. Osmanlı hanedanında ve halk arasında “şahnâmehan” adı verilen kişiler tarafından okunan Şahname, Osmanlı padişahları ile İran kahramanlarını özdeşleştirmişlerdir. Bu sebeple Şahname, Osmanlı hanedanını yücelten önemli eserler arasına girmiştir.
Şahname Divan edebiyatının kuruluşunda da önemli etkilere sahiptir.
Masal Irmaklarının Okyanusu
Bir çok masala kaynak bir masal serisidir Masal Irmaklarının Okyanusu. Hint masallarının bir nevi derlemesi olan bu kitap temel doğu masallarının yapısal özelliklerini içerisinde barındırır. İç içe geçmiş olay örgüsü masal içinde masal olarak ilerledikçe bir ırmaktan diğerine yolculuğa çıkıyorsunuz.
Kitabı Tanıtımı
Somadeva: XI. yüzyılda yaşayan şair, Masal Irmaklarının Okyanusu adını verdiği eseriyle eski Hint halk kültürünün çağımıza ulaşmasında çok önemli bir rol oynamıştır. MS 1-6. yüzyıllar arasında bir tarihte yaşadığına ilişkin değişik görüşler bulunan Gunādhya’nın zamanımıza ulaşmayan Brihatkathā adlı eserinden derleyerek oluşturduğu Masal Irmaklarının Okyanusu çerçeve öykü içinde iç içe geçmiş masal tekniği ile kurulmuştur. Eserde Rāmāyana ve Mahābhārata’dan alınmış efsanelerden Pançatantra ve Vetālapançavimşati masallarına kadar çok sayıda öyküye yer verilmiştir. Binbir Gece Masalları’nın bir kaynağı olduğu düşünülen Masal Irmaklarının Okyanusu’nun Avrupa edebiyatında Boccaccio, Goethe, La Fontaine, Chaucer ve Shakespeare’e kadar uzanan etkileri olduğu ileri sürülmektedir.
Hortlağın 25 Öyküsü
Tarihte bilinen ilk çerçeve öykü örneklerinden olan Hortlağın 25 Öyküsü birbirinden bağımsız 25 masalın bir hikaye etrafında toplanmasıyla oluşmuş. Kralın birine bir hortlağın anlattığı 25 öykü ile masal nehirlerinde bir yolculuk için hazır olmalısınız.
Kitabın Tanıtımı
Bir çerçeve öykü içinde birçok öykü veya masal yaratma geleneği Hintlilere özgüdür. Hortlağın Yirmi Beş Öyküsü (Vetalapançavimşati) de bu tür serilerden biridir. Hortlak öykülerinden bazıları, tarihsel dönemlerde İstanbul’a kadar taşınmış, buradan da Avrupa’nın usta kalemlerine ulaşmıştır. Boccaccio’da, Grimm Kardeşler’de ve Thomas Mann’da bu öyküler parça parça yeniden yaşam bulmuştur. Bu etkilenişler rastlantı değildir. Hayal gücünün bu kadar cömertçe sergilendiği, eğlendirici bilmecelerle dolu bir başka öykü serisi, herhalde bir daha yaratılmamıştır.
Not: Zaman zaman bu listeyi geliştirmeyi ve genişletmeyi düşünmüyor da değilim hani. Çünkü bu listeyi hazırlarken bir çok kitap kafamda uçuşarak bu listeye dahil olmaya çalıştı.
Masallara dair her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle
Her ne kadar sürçi linsan ettimse affola
Muzip Masal Cini