ALTINLI KIZ
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde bir öksüz kız varmış. Kızın annesi ölünce babası başka biriyle evlenmiş. Üvey anne ta ilk günden bu kızı kızı hiç sevmemiş. Üvey annenin iki tanede öz kızı varmış. Bu üvey anne kızlarına hiç iş yaptırmaz ama bizim öksüz kıza bütün ev işlerini yaptırır zorluklardan zorluklar çıkartırmış. Tabi bu olaydan babasının hiç haberi olmazmış. Üvey anne kızın evin içinde gezinmesinden bile rahatsızmış. Kocasına bir gün kızını dağa bırakmasını istemiş. Babası dayanamamış ama üvey anne ısrarla kızı götürmesini isteyince itiraz da edememiş. İstemeyerek de olsa kabul etmiş. Kız götürüleceğini anlamış. Dağa giderken renkli taşlar hazırlamış cebine koymuş. Babasıyla konuşa konuşa dağa varmış. Babası ağaç kesme numarasıyla kızına gölgede oturmasını söylemiş. Bir vakit sonra:
“Sen burada bekle ben kestiğim ağaçları toplayayım” diyerek kızından kaçmış. Kız terk edileceğini anlasa da hiç ses etmemiş. Yolda giderken geride bıraktığı renkli taşları takip ederek kolayca eve babasından önce gelmiş. Geldiği gibi üvey anne hemen kızmış ve babasıyla ormana geri göndermiş.
Kız bu durma çok üzülmüş.
“Tan tan kabacık, beni bıraktın babacık” diyerek sabaha kadar ağlamış. Kız dağlarda gezinirken uzakta dumanı tüten bir ev görmüş. Hızla kulübeye yaklaşmış. Evin önünü süpüren yaşlı bir kadın varmış. Nineye seslenmiş:
“Nine benim kimsem yok beni misafir eder misin?” demiş. Nine de:
“Benim ev hizmetlerimde yardımcı olursan kabul ederim” demiş. Kızın karnını doyurmuş ve başlamışlar sohbete. Kıza sormuş:
“Kızım yazımı seversin, yoksa kışı mı?” demiş. Kız da:
“Teyzeciğim yazsız kış, kışsız yaz olmaz her ikisini de severim” diye cevaplamış. Kızın bu cevabı yaşlı ninenin çok hoşuma gitmiş. Bir süre sonra nine:
“Kızım başıma bir baksana ne var?” demiş ve kucağına yatmış.
“Kızım başımdan renkli sular geçecek, sarı sular akarken bana haber ver emi?” demiş. Kız da sarı su akarken haber vermiş yaşlı nineye. Nine elindeki tası kıza verip suya batırıp çıkarmasını söylemiş. Kızın tası suya daldırması ile birlikte her tarafı altın olmuş. Kızı atına bindirip söyle demiş.:
“Haydi, kızım, bu at seni babana götürecek. Geçtiğin yerler çayır olsun, içtiğin sular altın olsun” demiş göndermiş. Kız buna çok sevinmiş. Atına vurduğu gibi gözden kaybolup gitmiş.
Altınlarla eve geldiğini gören üvey anne hayretler içerisinde kalmış. Aynı şekilde kendi öz kızlarını da gittiği eve götürmesini istemiş kocasından baba üvey kızlarını önceki bıraktığı yere bırakmış. Kızlar ormanda dolanırken yaşlı kadının evini bulmuşlar. Yaşlı kadın:
“Hoş geldiniz kızlar, yalnız başına ne arıyorsunuz ormanda?” diye sormuş. Kızlar da misafirliğe geldiklerini söylemişler. Nine “evimin her tarafını temizlememiz karşılığında kabul ederim” demiş. Sonra Fatma’ya sorduğu soruyu sormuş:
“Yazı mı seversiniz kışı mı?” diye. Kızlar ukalalık ederek:
“Yazın da Allah belasını versin kışın da” demiş. Nine:
“Kızlar başıma bakar mısınız?” demiş. “Birazdan başımdan kara suların aktığını görürseniz bana haber verin emi” diye de eklemiş. Kızlar kara su akarken nineye seslenmişler. Nine de kızların başlarını suya batırıp çıkarmış. Her tarafları zift gibi kapkara olmuş. Sonra da eşeğe bindirip:
“Bastığınız yerler diken olsun, içtiğiniz sular zift kaplama zehir olsun” demiş ve göndermiş. Kızlar eve gelince annesi şok geçirmiş. “Ne oldu size” diye bağırmış. Kızlar da olup biteni anlatmışlar. Üvey anne kötülükten bir şey çıkmayacağını anladığından çok pişman olmuş. Hayatı boyunca kızlarıyla beraber ayrı yaşamışlar.
T.C. FATİH ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI
DOMANİÇ MASALLARININ PROPP METODUNA GÖRE İNCELENMESİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Tez Danışmanı: Doç. Dr. Hüseyin ÖZCAN
Hazırlayan: Emin ÖLMEZ
İstanbul – 2014
Anlatıcı: Selime Özdemir
Doğum Yeri ve Tarihi: Yörgüç – 1955
Mesleği: Ev Hanımı
Tahsili: İlkokul
Masalı Kimden Duyduğu: –
Derleme Tarihi: 18.07.2010
Metin Düzenleme: Ersin Şen*
*Metin anlatı kuralları ve okunma kolaylığı sağlaması açısından düzeltilmiştir.