Esen Sahı Eski zamanlarda Esen adlı bir yiğit varmış. O cömertlikte Hatam Tay kadar varmış. Bir şeye muhtaç olup kapısına gelen adamı boş çevirmezmiş. Onun için de onun adını Esen Sahı koymuşlar. O bir gün kendi kazandığı zenginliğinin de, babasından miras kalan zenginliğinin de sonuna varmış. Tam o gün de bir fukara adam gelip: — Esen can, gayret edip, bir çuval buğday vermesen, çocuklarım beşik çağına da yetişemeden mahvolacak — demiş. Esen karısına: — Ambardaki iki çuval buğdayın birini bu fakire ver. Kendin de dolanıp gelene kadar, bir çuval ile geçinip gidersin — diyerek, kendi komşu yurda ticarete gitmenin kaygısını…
Türkmen Masalları
Keyfine Düşkün Padişah Bir varmış, bir yokmuş, eski zamanda dağ içinde yaşıyıp duran bir garip oğlan varmış. Bu oğlan babasından miras kalan su değirmenini çalıştırıp, payına düşen gelirin hesabı ile yaşıyormuş. O bir gün payına düşen undan bir kurabiye yapıp soğutmak için ocağın yanında koymuş fakat bir iş için dışarı çıkıp gelmiş fakat görse ki kurabiyesi yokmuş. Buna hayret eden oğlan etrafta hiç canlı yok, acaba benim kurabiyem nereye kayboldu ki diyerek etrafı aramaya çıkmış. Fakat ondan haber alamadan, o geceyi aç geçirmek zorunda kalmış. Ertesi gün yine değirmenden payına düşen hakkı ile kurabiye pişirip, soğuğuyana kadar dışarı çıkıp gelmiş…