fbpx

Kazdağı Masalları

Fesleğenci Kız (Kazdağı Masalları)

Fesleğenci Kız (Kazdağı Masalları) Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde Kazdağı’nda yaşlı bir çiftçi üç kızıyla birlikte yaşarmış.Birbirine çok seven baba ile kızları, mutluluk içinde yaşayıp giderlerken günün birinde yaşlı çiftçi hastalanıp ölmüş. Kızları günlerce ağlamışlar iyi kalpli babalarının ardından. Elden ne gelir? Sonunda zavallı kızcağızlar yokluk, yoksulluk içinde kalakalmışlar. Bir gece en küçük kız rüyasında, bahçedeki fesleğen ağacının dibinde dokuz küp altının gömülü olduğunu görmüş. Önceleri pek aldırmamış buna, ama birkaç gece daha aynı rüyayı yine görünce kardeşlerine anlatmış. Üç kız kardeş, hemen kolları sıvayıp fesleğenin dibini kazmışlar ve gerçekten de dokuz küp altın çıkmış topraktan. Sevinçle birbirlerine…

Bilginin Değeri ( Kazdağı Masalları)

Bilginin Değeri ( Kazdağı Masalları) Bir zamanlar, Kazdağları’nda çalışkan bir çiftçi varmış. Zeytincilik yaparak pek çok altın kazanmış. Yıllar geçip yaşlanınca Can adındaki oğlunu yanına çağırıp demiş ki: – Oğlum, artık ben çok yaşlandım. Zeytin toplayacak halim de kalmadı. Ama senin uzaklara gidip ticareti öğrenmeni istiyorum. Sana bin altın vereceğim. Bu parayla neler alıp neler satman gerektiğini öğrenirsin. Paranı akıllı değerlendir ve unutma ki dünyada altından daha değerli hiçbir şey yoktur. Oğlu altınları yanına alıp gezgin tüccarlarla birlikte İzmir’e doğru yola çıkmış. Ama diğer tüccarlar mal arayıp dururlarken o şehri dolaşmaya başlamış. Gezerken gördüğü büyük bir okul görünce görevliye sormuş:…

Kazdağlı Deli Kız (Kazdağı Masalları)

Kazdağlı Deli Kız (Kazdağı Masalları) Bir zamanlar, Kazdağı’nın ıssız bir köyünde yaşayan iki yaşlı kız varmış. Büyüğünün adı Benay, küçüğün ki Günay’mış. Kız kardeşler küçük bir kulübede yaşarlarmış. Bir sabah Benay zeytin toplamak için evden çıkmış. Biraz kıt akıllı olan Şenay evdeki tüm giysileri yakmış, tabakları kırmış. Benay eve dönüp ortalığı görünce, – Kardeşim n’aptın sen böyle? diye sormuş. -Bir ara çok sinirlendim, yakhm-kırdım işte … – Ama böyle olmaz ki, seni evlendireyim bari. Sen bir koca istiyorsun değil mi? – İstemez olur muyum … Hadi bana bir koca bul. Daha gencim ne de olsa … -Haklısın, seni kralla evlendirmeliyim.…

Çalışkanın Talihi (Kazdağı Masalları)

Çalışkanın Talihi (Kazdağı Masalları)   Bir zamanlar Kazdağında çok çalışkan bir oduncu varmış. Evlere odun taşıyıp yakacak satarak geçinmeye çalışıyor, ama kazandığı para ailesinin karnını doyurmaya yetmiyormuş. Bir gün yine dağda çalışırken kulağına garip sesler gelmiş.  Yoğun işi arasında aldırmamış bu seslere ve odun kesmeyi sürdürmüş. Biraz sonra, çığlık gibi bir ses duymuş yine. Önce çok korkmuş, sonra da ne olduğunu anlamak için sesin geldiği yöne gitmiş. Bir de bakmış ki, dünya güzeli bir kız bir çalılığın içine düşmüş, çıkamıyor. Hemen koşup kızı kurtarmış. – Kimsin sen, adın ne? diye sormuş ona. – Sen beni tanımazsın, ama ben seni tanırım,…

Devenin Arkadaşları (Kazdağı Masalları)

Evvel zaman içinde deve tellal iken yaşadığı Kaz dağında bir tilkiyle tanışmış. Ormanda yürürlerken sıska bir çakal çıkmış önlerine.  İyi kalpli deve çakalın haline üzülmüş ve tilkiyle çakal devenin kılavuzluğunda yiyecek aramaya koyulmuşlar.  Dağ bayır gezinirlerken deve çok güzel türlü otlarla karnını doyurup güçlenmiş, ama tilkiye çakal av bulamaz olmuşlar.  Çakal, arkadaşı tilkinin kurnazlığına güvenerek bir çare bulmasını istemiş. Tilki de açlıktan kıvrandığı için vahşi arkadaşının gücüne güvenerek, -“Çakal kardeş” demiş, “biz av bulamazken deve gittikçe semirdi. Onu yemekten başka çaremiz kalmadı. Besili bir deveden daha güzel av mı olur?” Deveyi oyuna getirmek için tilkinin aklına bir fikir gelmiş ve onlara bir bahis önermiş: -Üçümüz de bugüne kadar yediği şeylerin adını saysın. Eğer hangimiz sayamazsa öbürleri onu yesin. Saf deve bunun bir oyun olduğunu sanarak kabul etmiş.…