Gariban Adam İle Kambur Felek (Aydın Masalı)

Gariban Adam İle Kambur Felek (Aydın Masalı)

Gariban bir adam vardır. Bu Adam, maddi durumunun çok kötü oluşundan feleği sorumlu tutar. Kendi kendisine:

— Şu feleği bir elime geçirsem, bu fakirliğimin hesabını soracağım. demiş.

Bu şekilde düşünürken, feleği aramaya çıkmış. Orayı burayı dolaşırken; birisi demiş ki:

— Senin aradığın felek çok büyük bir şehirde, falan semtte.

Bunu duyan Gariban Adam, o kişinin dediği şehre gitmiş. Orada kambur birisi kahvecilik yapıyormuş. Berbere çay götürüyormuş. O sırada Gariban Adam da ordan geçerken, birisi:

— Kambur Felek, bana da bir çay yap. demiş. Bunu duyan Gariban Adam, çaycıya:

— Sen misin, Kambur Felek? diye sormuş. Kambur Felek:

— Benim. deyince, Gariban Adam başlar kahveciyi dövmeye. Bunun üzerine halk toplanır. Neden kavga ettiklerini sorar. Gariban Adam başlar durumunu etraftakilere anlatmaya. Bunun üzerine görgülü̈, bilgili birisi Gariban Adam’a:

— Senin aradığın Kambur Felek bu değil. Aradığın Kambur Felek denizin ortasında bir adada yaşıyor. Orda bir çarkı var. Onu çeviriyor, herkesin nasibini dağıtıyor. demiş.

Bunun üzerine Gariban Adam oradan ayrılıyor. Adada Kambur Felek’i bulmaya gidiyor. Yolda giderken bir aslana denk geliyor. Aslana durumunu anlatıyor. Aslan’da:

— Benim de kemiklerim sayılıyor açlıktan, benim durumumu da sorar mısın? diye rica ediyor.

Aslandan ayrıldıktan sonra yoluna devam eden Gariban Adam, yolda susar. Bir eve seslenip, evden su ister. Ev sahibiyle konuşup, ona durumunu anlatmış. Ev sahibi:

— Bizim durumumuz da ne olacak diye sorar mısın? diyor Gariban Adam’a.

Oradan ayrılan Gariban Adam, bir deniz kenarına varmış. Karşıda Kambur Felek’in yaşadığı ada görünüyormuş. Gariban Adam karşıya nasıl geçeceğini düşünüyormuş. O sırada bir yunus balığı gelmiş.

— Nereye bakıyorsun? diye sormuş. Gariban Adam:

— Adaya geçeceğim ama nasıl geçeceğimi bilemiyorum. demiş. Gariban adam, adaya neden geçeceğini soran yunus balığına durumunu anlatmış. Yunus balığı:

— Ben seni geçiririm adaya ama benim durumumu da sorarsan, demiş. Bunu kabul eden Gariban Adam’ı yunus balığı sırtına alıp karşıya geçirmiş.

Adaya gelen Gariban Adam, Kambur Felek’i görmüş. Bir de bakmış ki etrafında dünyada yaşayan herkesin kimliği varmış. Kambur Felek’in de önünde bir çark varmış. Durmadan çarkı çeviriyormuş. Bunu üzerine Gariban Adam, Kambur Felek’e:

— Sen bu çarkı çeviriyorsun ama, bize hep boş çeviriyorsun, demiş. Kambur Felek:

— Önce sen şuradan kendi kimliği bul bakayım demiş. Gariban Adam o koca yığını karıştıra karıştıra kendi kimliğini buluyor. Ama kimliğinin bir kısmı fare bir kısmını yemiş. Kimliğini alıp Kambur Felek’e:

— İste bak benim kimliğim, diyor.

Kambur Felek kimliğe bir bakmış.

— Hıı, tamam, kısmetin bundan sonra çok yüksek, sen çok zengin olacaksın, diyor. İstediği cevabı alan Gariban Adam; aslan, yaşlı ev sahibi ve yunus balığının durumlarını sormuş. Kambur Felek:

— Yunus balığının öndeki iki dişi çok büyük olduğundan yiyemiyor. O dişleri kırarsan yemek yiyeceğini; yaşlı ev sahibinin bahçesinde bir ağaç olduğunu onun dibinde bir küp altın olduğunu onu çıkarıp rahata kavuşacağını; aslanın da denk geleceği bir avanağı yiyip tekrar eski gücüne kavuşacağını, söylemiş.

Oradan ayrılan Gariban Adam geri döner. Dönüşte onu yunus balığının beklediğini görmüş. Yunus balığı durumunu sorup sormadığı sorunca Gariban Adam:

— Beni karşıya geçirirsen söylerim, diyor. Yunus balığı Gariban Adam’ı karşıya geçiriyor. Karşıya geçince Gariban Adam, yunus balığına:

— Aç bakayım ağzını, bu dişleri kıracağım ondan sonra yemeğe başlayacaksın, demiş. Elinde aldığı bir taşla yunus balığının dişlerini kırmış. Bunun üzerine balığın dişlerinden zümrüt çıkmış. Gariban Adam zümrütleri denize atmış.

— Ne de olsa zengin olacağım, diyerek.

Oradan su içtiği eve gelmiş. Ev sahibinden bir kazma kürek istemiş. Bahçedeki ağacın dibini kazmaya başlamış. Bir küp altın çıkmış. Bahçe sahibi:

— Bu altınları sen çıkardın, yarı yarıya paylaşalım, demiş.

Gariban Adam çok zengin olacağını söyleyerek onun teklifinin de kabul etmemiş. Tekrar yola koyulmuş. Yolda onu bekleyen aslanın yanına gitmiş. Aslan:

— Ne oldu? demiş. Gariban Adam başından geçen her şeyi anlatmış:

— Zümrüt çıktı onu denize attım, altın çıktı onu almadım, ama çok zengin olacağımı söyledi Kambur Felek, demiş. Aslan:

— Benim için ne söyledi, diye sormuş. Gariban Adam:

— Nerde bir avanak bulursa onu yesin, ondan sonra tekrar eski gücüne kavuşup, kısmeti açılacak demiş. Bunun üzerine aslan başlamış Gariban Adam’a saldırıp, onu parçalamaya.

— Senden ala avanak bulunmaz, demiş. Gariban Adamı yemiş.


Kaynak:

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

AYDIN HALK MASALLARI

HAZIRLAYAN: Kenan ÇİFTÇİ

TEZ DANIŞMANI: Doç. Dr. Caner IŞIK

AYDIN – 2015


 

Muzip Masal Cini

Masallar üzerine ve masallara dair her şeyi heybesine doldurmuş bir masalcıdır Muzip Masal Cini. Bu bakımdan kendi masallarını ve Ribelyus adlı masal evreninde yaşananları naklederken başka hikayelere de misafir olur. Uzun lafın kısası masalların anlatılmayıp unutulmaya yüz tuttuğu bu yüzyılda yeniden masal anlatabilmek adına beyhude mücadeleye girmiş bir hayal kahramanıdır. Aynı zamanda anlatıla anlatıla günümüze kadar yolculuğuna devam eden masalların toplanması, derlenmesi ve arşivlenmesi gibi çalışmaları kendine görev addetmiştir. Muzip Masal Cini hem masal yazmak hem de unutulmaya yüz tutmuş masalları kayıt altına alıp arşivlemek üzerine hayat bulmuş bir hayali kahramanın gerçek dünya ile masalsı mücadelesidir.

Henüz Yorum Yapılmamış

Yorum Yapın

Eposta adresiniz yayınlanmayacak.