Gözüpek Küçük Terzi-Grimm Masalları (Alman Masalı) Bir yaz sabahı küçük bir terzi pencere önündeki sedirine oturmuştu. İyi bir ustaydı. Tüm çabasıyla dikiş dikiyordu. Bu sırada caddenin üst başından bir köylü geldi: –…
Etiket: Büyüklere Masallar
KORKU ARAYAN ADAM Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir adam varmış. Bu adam korku nedir bilmezmiş, hiçbir şeyden korkmazmış. Bu adamı korkutmak için çok uğraşırlar, ama adamın kulağının arkası bile terlemez.…
“Bizim zihinlerimizin anlatmaya, anlatışa gereksinimi vardır. Tutunmak için. Geçmiş artık geride kaldı, gelecekte ise sımsıkı yakalayabileceğin hiçbir şey yok. Gelecek henüz koca bir hiçlik. Orada nasıl yaşanabilir ki? İşte bundan dolayı, sahip…
“Türk Halk Anlatmalarında Olumsuz Tipler” Kitabı Karakum Yayınevinden Çıktı Türklere ait mit, destan ve halk hikâyelerindeki kötü karakterleri daha yakından tanımak ister misiniz? Karakum Yayınevi, Türklerin kötülüğü algılama biçimini ortaya koyan yayınlarına…
Arşivden Şahmaran Hikâyeleri çıkarıp sizlerle paylaşma fikri güzel geldi. Bu fikir aslında Hermes Sahaf‘ın sitesinde başlattığı Osmanlı Türkçesi kitaplarından olan Ferahnaz Sultan’ın Maceraları’na yer veren ‘Binbir Gün(düz) Masalları’nı görünce aklıma geldi. Okumak…
Beni bilenler bilir yıllardır Şahmaran Hikâyeleri’nin peşinden koşarım. Coronavirüsün hepimizi evlerimize doluşturduğu günlere ben de kendi haddimce bir destek vereyim istedim. Uzun zamandır Şahmaran kitapları topluyorum. Arşivimde çok güzel tarihi değeri olan…
ÜÇ ELMA Ne tarlamız vardı ne darımız ne kovanımız vardı ne arımız. Kim demiş ki bal demekle ağız bal olmaz diye, böyle çingenece fal olmaz diye. Bir gün bir arı gelip kondu…
Irıstu Sümer dağının güneş değen tarafında, süt gölünün kıyısında bir oğulcuk yaşıyormuş. Onun boyu kısacıkmış, otların içine girdiğinde oğulcuğun tepesi görünmezmiş. İki sincabın derisinden yapılan güzel bir börk, karacanın tek ayağının derisinden…
Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde… Biz ne yaptık, ne yaptık, arılandık, durulandık, tandır başına toplandık. Duyan geldi, duymayan geldi; çağrılan geldi, çağrılmayan geldi; haylı geldi, huylu geldi; soylu geldi, boylu geldi;…
ARMUDİ BEY Evvel zaman içinde küçük bir kulübede bir adam otururmuş. Bu kulübenin bahçesi gayet büyükmüş, hem de yemyeşilmiş. Bu yeşilliklerin arasında ufacık bir armut ağacı varmış. Bu ağaç günde iki…