Gariban bir adam vardır. Bu Adam, maddi durumunun çok kötü oluşundan feleği sorumlu tutar. Kendi kendisine: — Şu feleği bir elime geçirsem, bu fakirliğimin hesabını soracağım. demiş. Bu şekilde düşünürken, feleği aramaya…
Etiket: Türk Masalları
AĞLIYAN NAR İLE GÜLEN AYVA Bir varmış, bir yokmuş, Tanrının kulu çokmuş. Çok demesi, yok demesi günahmış. Evvel zaman içinde, bir padişahın dokuz tane kızı varmış. Günlerde bir gün karısı sultan hanımla…
BOK BÖCEĞİ Bir varmış, bir yokmuş… Bir bok böceği varmış. Bir gün bu bok böceği kendi kendine: “Şu fani dünyada tek başıma yaşamaktan usandım. Varayım bir kocacık arıyayım kendime.” demiş. Giderken giderken…
Bacı Bacı Can Bacı Bir varmış, bir yokmuş… Bir adamın bir kızıyla bir oğlu varmış. Bunların anneleri ölmüş. Babaları evlenmiş. Üvey ana çocukları kıskanır, onla türlü eziyetler edermiş. “Bu çocuklardan bıktım. Bunları…
18-20 Ekim 2022 tarihlerinde Ardahan Üniversitesi ev sahipliğinde yapılacak olan III. Uluslararası Mitoloji Sempozyumuna edebiyat, tarih, felsefe, halk bilimi, dilbilimi, sanat tarihi gibi birçok alandan katılım sağlama imkânı bulunmaktadır. Daha önce iki…
KORKU ARAYAN ADAM Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir adam varmış. Bu adam korku nedir bilmezmiş, hiçbir şeyden korkmazmış. Bu adamı korkutmak için çok uğraşırlar, ama adamın kulağının arkası bile terlemez.…
“Türk Halk Anlatmalarında Olumsuz Tipler” Kitabı Karakum Yayınevinden Çıktı Türklere ait mit, destan ve halk hikâyelerindeki kötü karakterleri daha yakından tanımak ister misiniz? Karakum Yayınevi, Türklerin kötülüğü algılama biçimini ortaya koyan yayınlarına…
ÜÇ ELMA Ne tarlamız vardı ne darımız ne kovanımız vardı ne arımız. Kim demiş ki bal demekle ağız bal olmaz diye, böyle çingenece fal olmaz diye. Bir gün bir arı gelip kondu…
Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde… Biz ne yaptık, ne yaptık, arılandık, durulandık, tandır başına toplandık. Duyan geldi, duymayan geldi; çağrılan geldi, çağrılmayan geldi; haylı geldi, huylu geldi; soylu geldi, boylu geldi;…
ARMUDİ BEY Evvel zaman içinde küçük bir kulübede bir adam otururmuş. Bu kulübenin bahçesi gayet büyükmüş, hem de yemyeşilmiş. Bu yeşilliklerin arasında ufacık bir armut ağacı varmış. Bu ağaç günde iki…